6 Temmuz 2010 Salı

Mesnevi'den Seçmeler - III (Ahmed'e Doğru-1)



~~ İnsan tarafgirlikten, hiddet ve şehvetten şaşı olur. Şişe birdi, onun gözüne iki göründü. Şişeyi kırınca ne o şişe kaldı, ne öbürü... Hiddet ve şehvet insanı şaşı yapar; doğruluktan ayırır. Garez gelince hüner örtülür. Gönülden göze, yüzlerce perde iner. Kadı kalben rüşvet almaya karar verince, zalimi, ağlayıp inleyen mazlumdan nasıl ayırt edebilir?

~~ Sen bizi her zaman tuzaktan kurtarmaktasın. Ey gani ve müstağni Tanrı, biz yine bir tuzağa doğru gitmekteyiz! Biz bu ambarda buğday biriktirmede, toplanan buğdayı yine kaybetmekteyiz. Biz, bu vahşi mahluklar topluluğu, düşünmüyoruz ki buğdayın noksanlaşması farenin hilesindendir. Fare, ambarımızı deldikçe, hilesinden ambar harab olmuştur. Ey can, önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çalış, çabala!

~~ Ruhlar her gece bu kafesten kurtulurlar, ne kimsenin hakimi, ne de mahkumu olmayarak feragata ulaşırlar. Geceleyin zindan haberleri yoktur. Sultana mensup davetliler, geceleyin devletten haberdar değildirler. Ne gam var, ne kâr ve zarar düşüncesi. Ne bu filan kadının hayali, ne o filan erkeğin kuruntusu!

~~ Halife, Leyla’ya dedi ki: "Sen o musun ki, Mecnun senin aşkından perişan oldu ve kendini kaybetti. Sen başka güzellerden güzel değilsin." Leyla, “Sus, çünkü sen Mecnun değilsin” diye cevap verdi.

~~ Kuş havadadır, gölgesi yerde kuş gibi uçar görünür. Ahmağın biri, o gölgeyi avlamaya kalkışır, takati kalmayıncaya kadar koşar. O gölgenin havadaki kuşun aksi olduğundan; o gölgenin aslının nerde bulunduğundan haberi yok! Gölgeye doğru ok atar. Bu meşgale yüzünden okluk bomboş kalır. Ömrünün okluğu boşaldı. Ömür gitti; gölge avı ardında koşmada yandı eridi!

~~ Kimyayı meydana getiren O'dur, kimya ne oluyor ki? Mucize bağışlayıcıdır, simya ne oluyor ki? Benim bu öğüşüm, öğmeyi terk etmenin ta kendisidir; çünkü bu öğüş, varlık delilidir, varlık ise hatadır. O'nun varlığına karşı yok olmak gerektir: O'nun huzurunda varlık nedir? Manasız bir şeyden ibarettir! Varlık kör olsaydı... O'ndan erirdi, güneşin hararetini tanır, anlardı. Bu zahirî vücudun Allah’ın varlığıyla var olduğunu bilmemesi, körlüğüne delildir.

~~ Hak’kın cebrinden agah isen feryadın nerede? Cebbarlık zincirini görüşün hani? Zincire bağlanan nasıl olur da neşelenir? Hapiste esir olan nasıl hürlük eder? Eğer ayağını bağladıklarını, başına padişah çavuşlarının dikildiğini görüyorsan... Gayrı sen de acizlere çavuşluk etme. Çünkü bu vazife acizlerin huyu ve tabiatı değildir. Madem ki görmüyorsun; Tanrı’nın cebrinden bahsetme! Görüyorsan hani gördüğünün nişanesi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder