17 Ekim 2008 Cuma

Bölüm-3, "Aslında"

Uzun yıllar boyunca tarihle iştigal eden zatlar, kahramanları yaşananların en büyük aktörleri, tarihe yön veren esas adamlar olarak işlediler. Kahvedeki arkadaşlarla da sık sık bu konuyu münazara ediyoruz. Ne zaman tarih desem, amcamın biri; "He ya! Fatih Sultan Mehmet!" diyiveriyor hemen. Amcam elbette haklı. Yaşamı boyunca ona Dede Korkut Hikayelerinden Boğaçanlar, Deli Dumrullar anlatıldı. Yaşı ilerleyedursun televizyonda Kara Muratlar'ın, Battal Gazi'lerin tek başlarına üç beş kale fethettiğine şahit oldu. Elbette tarih lafı ile bir "kahramanı" özdeşleştirmesi normal.

Peki ama kimdi bu kahramanlar? Aslında nasıl insanlardı? Ne yer ne içerlerdi? İşten sonra hankısı eve döner, hankısı kaaveye takılırdı? O halde tarihe malolmuş iki abimizden başlayalım derim ben işe.

Battal Gazi... Heey gidi şanlı silahşör! Onu ya dedelerimizin anlatılarından ya da efsanevi dille yazılmış tarihi romanlardan biliriz. Amma ve lakin en çok da Cüneyt Arkın'ın çevirdiği filmlerden tanırız O'nu. İki neslin çocukluğu ve gençliği Battal Gazi namına yapılmış Cüneyt abi filmleriyle geçti. Üçüncü bir neslinki de izleyebildikleri oranda öyle geçiyor yine. Battal abi surlardan surlara atlıyor, tek bir okla üç Bizanslıyı attan indiriyor, Savurduğu kılıç darbeleriyle en az on kadar askeri mundar ediyordu. Elleriyle demirleri büküyor, yeri geldiğinde görmeyen gözlerle saç telini oku yardımıyla ortadan ikiye ayırıyordu. Tüm bunları yaparken de gavur prenseslerini odalarında ziyaret edip düdüklemekten de geri durmuyordu. Yani anlayacağınız on parmagında on marifet! O'nu hep büyük bir Türk savaşçı olarak bildik biz. Türk milleti adına tek başına kaleler fethettiği yetmediği gibi bir de cinsel yolla asimilasyon faaliyetlerine girişiyordu bu vatan evladı serdarımız! Catherina'ları Fatma Hatun yapıyor, Hellen'leri beş dakikada Emine'ye çeviriyordu. Böylesine kendini milletine ve milletinin çoğalmasına adamıştı bu gözü pek adam. Zaten bütün bunları tek başına ancak bir Türk yapabilirdi (!)

Peki Battal Gazi gerçekte kimdi? Battal Gazi aslında bir Arap'tır yiğitler. Bizans'ın hakimiyetini kaybetmeye başladığı, Türklerin Orta Asya ve Maveraünnehir'in anuna koymaya başladığı yıllarda, Emeviler himayesinde bir "gâzi savaşçı"ydı Battal. Araplar askeri teşkilatı bildiğiniz üzere Çerkezler ve Türkler üzerine oturtmuştu. Çok az sayıda Arap asker bulunuyordu. Bu Arap askerler de özel statülü "gâzi"lerdi. Gâziler sayı olarak azdılar ancak hem askeri hem de sosyal açıdan daha "elit" bir grubun temsilcileriydiler. Gözü pek savaşçılardı. Battal Gâzi de işte bu savaşçılardan birisiydi. Yalnız sanmayınız ki Battal Gazi'yi sahiplenen tek millet biziz. Bizim nasıl romanlarımızda, filmlerimizde bu adam Türk'müş gibi geçiyorsa, Bizanslılar da Battal Gazi'nin aslında Bizanslı bir şovalye olduğunu iddia ediyorlardı. Hala öyle olduğunu iddia eden Yunanlı arkadaşlar bulursunuz pek rahat.

Batı'da "Saladin" diye nam salmış büyük kumandan; Selahaddin Eyyubi. Belki de Müslüman aleminin gördüğü en büyük lider ve savaşçı. Askeri bir deha olduğu kadar merhametli ve âdil bir yönetici. Her şeyden evvel bir insan. Bildiğimiz gibi tarih kitaplarımız Selahaddin'den hep bir Türk büyüğü olarak bahseder. Son yıllarda da özellikle Kuzey Irak'taki Kürt siyasi yapısı ve bölge insanı da onu büyük bir Kürt olarak görmeye başlamıştır. Hatta bölgelerindeki paralarda kendisinin bir adet resmi vardır. Araplar da "hadi ordan ibişler!" mottolarıyla Eyyubi'nin bir Arap olduğunu iddia ederler. İşin aslı şudur ki, Selahaddin ne Kürt'tür, ne Türk, ne de Arap. Çok daha dogrusu bunların hepsidir. 12.yy'da bugünkü manada bir millet algısından bahsetmek ancak Mars'ta açan karanfillerden bahsetmek kadar mantıklı olacaktır. Dolayısıyla Eyyubi'nin ne olduğunu sorgularken cevap olarak bir "ırk" ismi vermek o dönem şeraiti itibariyle çok fazla zorlama olur. İşin özünde Selahaddin şudur: Babası bir Kürt'tür. Annesi bir Türk'tür. Ancak Selahaddin ne Kürtçe'yi ne de Türkçe'yi doğru dürüst konuşabilmektedir. Kendisinin en iyi bildiği ve içinden doğup geldiği kültür Arap kültürüdür. Zira hayatı Arap coğrafyasında geçmiştir. İlla ki "kimdir bu amca?" diye sorarsak rahatlıkla "Müslüman bir komutandır" diyebiliriz. Çünkü kendisi için ancak bu anlamlı bir bütünlüktür. O döneme geri dönüp de hacı sen Kürt müsün Türk mü diye sorsaydık, adam anlamsız gözlerle bize bakıp, bir iki saniyede "Ne diyo lan bu godoşlar? Askere alın ibneleri..." tepkisini verecekti.


BONUS:
Spartachus Illiria'lıdır. (Illiria didikleri yer bugünkü Adriyatik kıyıları oliyü)
Sokollu Mehmed Paşa Sırbistanlıdır.
Mimar Sinan Kayserilidir.
Oturan Boğa Minnessotalıdır(Aslen Malatya-Erguvanlı bi Türk evladıdır.)
Yüzbaşı Tommiks Tepeciklidir. (Aslen Bulgaristan göçmenidir)
Fatih Terim Adanalıdır. (Aslen de Adanalıdır ?!?)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder