15 Ekim 2008 Çarşamba

Küresel Mâli Kriz, Annelerimizin Altın Günlerinin Bir Sonucudur!




Yine ne saçmalıyor bu herif diye celallenmeyin hemen. Ben boş yere konuşmam dostlar. Gerçi celallenseniz kaç yazar be? Blogu okuyan hepi topu on-onbeş kişisiniz. Birleşseniz danaya bile giremezsiniz ibişler!

Neyse efenim, ortalık kurbanlık et kokmaya başlamadan ben konuya gireyim diyorum. Biliyorsunuz yakın zamanda nurtopu gibi bir küresel mâli krizimiz oldu. Gapitalist dünya böylesine büyük bir ekonomik krizle ilk kez boğuşmaya başlayalı tam 79 yıl olduydu. 1929'da kapitalizm ilk muazzam düğümlerinden birini yaşamış, Dow Jones dibi bulmuş, Capon Yeni mahvolmuş, Nijerya sizlere zenciydi... Aradan geçen onca yıldan sonra dünya ekonomisi yine büyük bir çıkmazın içine girdi. Yatırımlar azaldı, gelir-gider dengesi alt üst oldu, para sirkülasyonu mokarladı, bankalar acınacak hale geldi. Emerikiye'den İnkilistere'ye kadar devlet kendi eliyle piyasalara para bıraktı, bankalara el koydu vesaire. Eeee zamanında Marx amca dediydi, "Kapitalizm kendi kendini yiyerek bitirecektir" deyü. Söz dinleyen nerdee?..

Peki nedir bu krizin nedeni? Nereden çıktı şimdi bu çıkmaz? (Çıkan çıkmaz çakar çakmaz)
Pek tabi anne günlerinden dostlar!

Hangimizin annesi yoktur ki, hayatında en az bir dönem altın gününe, para gününe iştirak etmesin. Hangimiz yoktur ki, bu günlerde komşu çocuklarıyla böreklere, çöreklere, pudra şekerlerine yumulup evin altını üstüne getirmemiş olalım. O anne günlerinde ne altınlar, ne paralar dönüzlüyor şöyle bir hayal edin. Yalnızca orta gelirli ve kalburüstü (ki kalburüstünden kastım krem - karamellerin bir bilemedin iki alt kademesi oliyür) takımın teyzelerinin günlerini düşündüğümüzde bile ortaya devasa rakamlar çıkıyor. Çeyrek altının fiyatı 66 ytl. 10 katlı bir apartumanda her katta 4 dairenin olduğunu varsayarsak ve yaklaşık 40 kadar teyzenin iki haftada bir güne iştirak ettiğini kabul edersek bu bir ayda 5280 ytl'ye karşılık geliyor kardeşler. Altınların yarım altın oldugunu düşünürsek bu sayı 10560 ytl'ye denk geliyor. Kabaca 10.000 ytl yalnızca bir apartımanın bir aylık "gün" hasılatı lan! Bunu tüm bir semte ve hatta çeşitli kalburüstü yerleşim komplekslerine genellersek ortaya çıkan sayı, ekonomisi orta büyüklükteki bir üçüncü dünya ülkesinin, yıllık ihracat gelirinin bile üstünde bir paraya denk geliyor demektir. Dünya ekonomisi bu gün paralarıyla ayakta duruyordu arkadaşlar! Anlatıcam durun hele.

Kapitalizm ve onun dayattığı yaşam biçimi, fast-food beslenme, düzensiz öğünler, aşırı ve birden gıda tüketimi gibi birçok şeye yöneltti insanları. Bunlar da elbette kalp ve damar rahatsızlıklarını, çağımızın hastalığı reflü gibi illetleri beraberinde getirdi. Yaşam kalitesi düştü, teyzeler yanlarına yan kattılar. (Okuyucuya ev ödevi: "Yanlı Teyzeler")

Şişmanlama çılgınlığı Garb'den sonra Şark'ta da son safhasına vardı. Türkiye'deki teyzelerimiz ve hatta genç kızlarımız dahi kat kat "yan"a sahip olmaya, göbeklerine göbek katmaya başladılar. Haliyle diyet listeleri ve zayıflama teknikleri, Seda Sayanlı kadın programlarından Ali Kırcalı ana haberlere kadar her yerde fink atmaya başladı. Bilindiği gibi bizim fast food türü besinlerimizin yerel karşılıkları kıymalı börek, baklava, poğaça, kurabiye gibi şeylerdir. Bunların her birisi kilo kilo yağ, şeker, kalori taşıyor. Yedikçe yarıyor, yaradıkça şişiyor teyzelerimiz. Peki sorarım size canlar. En çok kol böreğiyle, bol şerbetli şekerparenin tüketildiği yer neresidir? Elbette "Altın Günleri"! Altın günlerinde tepsi tepsi baklava, kol böreği yapılır. Altınların şakırdayacağı duygusu, ev sahibini bunun karşılığını bırotein ve fitamin olarahtan verme içgüdüsüne sevkeder. Gözler parladıkça, tepsiye dökülen şerbet koyulaşır. Sonra gelsin dedikodu, gitsin tasalar!

En nihayetinde ne oldu? Börekler yapıldı yapıldı, baklavalar mideye indirildi indirildi, fast foodlar her yanımızı sardı sardı, kilolar da buna paralel arttı da arttı. Eskiden her 10 teyzeden 4'ü şamrel sahibiyken bu sayı 2008 yılında 7'ye çıktı. (Ben bilimsel konuşurum arkadaş!) Fazla kilolarından şikayetçi olan kadınlar doğal olarak yürümeye, spor yapmaya, parkta zayıflama çalışmalarına yöneldi. Ancak sürekli evle-çocukla meşgul olmak ve gerçek hayatın dinamiklerinden kopmamak durumunda olan ev hanımlarımız bu yöntemlerin hiçbirisi sonucu başarıyla muvaffak olamadı. Nihayetinde geriye tek bir çare kaldı: "Kol böreğinden ve hanım göbeğinden caymak!"

Kim bilebilirdi ki bu vazgeçiş Amerika Büzüşük Devletleri'nden başlayıp, tüm dünyayı saracak bir krize sebep olacak. Gocaları beğenmez de başka garılarlan yatıp kalkar korkusu, eltilerin-görümcelerin önüne kat kat yağlarla çıkıp günün dedikodusu olma tırsısı öyle bir yer etti ki o tertemiz yüreklerinde, teyzelerimiz o caanım böreklerden, tatlılardan, portakallı tayland horozlarından vazgeçmek durumunda kaldı. Bu da teyzelerin günlere daha seyrek gitmelerine yol açtı. Önceleri güne gitmese de ayıp olmasın diye altınları yollayan teyzeler, daha sonra bunları aksatmaya ve neticede de tamamiyle bu eylemi sonlandırmaya yöneldiler. İşbu yeni durum, önce apartman içi sürtüşme ve anlaşmazıklara, daha sonra da aile ekonomilerinin hafif dalgalarla oynamasına neden oldu. Bütün ümidini ay sonu gelecek olan altın parasına bağlayan hanımteyzemiz kızının üniversite harcını yatıramaz, koltuk takımının taksidini ödeyemez, nevresimcinin parasını veremez duruma geliverdi. Bu ani parasızlık bıyıklı ve kalburüstü ev direği olan (has meşe) erkeği zora soktu. Bankalardan ani kredi çekişleri yaşandı. Yüzbinlerce ailenin birden bire kredi çekişi ile bankalar beklenmedik bir nakit sıkıntısıyla karşı karşıya kaldılar. Bunun üzerine Amerika ve İngiltere'deki hâmil bankalardan büyük kredi isteklerine ve anlaşmalı para transferlerine yöneldiler. Böylece Amerigan bankalarındaki para çıkışı olağandışı yükseldi. Şoka hazırlıksız yakalanan bankaların para trafiği nihayet tıkanma aşamasına geldi ve büyük şirketlerle yapılan sponsorluk anlaşmaları, devasa kredi faaliyetleri panik halinde sekteye uğratılmak zorunda kalındı. Hayal kırıklığı yaşayan büyük şirketler anlaşmaları tek taraflı iptal etmeye başladılar ve bankaları iyice zor durumda bıraktılar. Bunun üzerine bazı bankalar geçici olarak faaaliyetlerini durdurdu, bazısı ise iflasını açıkladı. Sigorta şirketleri battı. Durumdan endişe duyan Yatırımcılar icraatlarını yavaşlattılar. Borsalar alt üst oldu. Kaostan korkan bireysel yatırımcı lotlarını mitralyöz misali satmaya başladı. Bu satışlar da menkulün kıymetin ağzına sıçızladı. New York borsası en büyük şoklarından birisini yaşadı. Japonya'da depremler durdu, penguenler ağladı, pandalar sevişmez oldu!

Yüksek müsaadenizle huzurlarınızda İngiltere ve Amerika Kıpraşık Devletleri'ne seslenmek istiyorum. Milyarlarca doları piyasaya salıp, bankalara el verip parayı çarçur edeceğinize, uluslararası bir fon oluşturup teyzelerimizi tekrar gün yapmaya teşvik edin. Ey pambıh yanaklı teyzeler, çok değerli yan komşular! Lütfen günlerinizi aksatmayın. Yapın yapıştırın. Bir araya gelin. O yanlar o göbekler size yakışıyor be ablalarım. Dedikodusuz, çöreksiz hayat mı geçer? Hadi yine bir olun! O börekler yenmezse, o altınlar gelmezse dönmez bu dünya. BİTMEZ BU KRİZ ANNEM !!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder