10 Ekim 2008 Cuma

Türkçe'nin Korunması mı? Bir Yerlere Su Kaçırmak mı?

"Türkçe'nin korunması" adına kurulan Meclis Araştırma Komisyonu yakın zamanda ilginç bir öneride bulundu; "Dağ, bölge, yöre ve kahraman adlarının değiştirilmesi."

Komisyon başkanı abimiz Akp milletvekili Necat Birinci'ye göre Efes, Kapadokya, Spil Dağı gibi birçok isim değiştirilmeli. Kendisinin endişesi ise fevkalade dozlarda; "Dilini kaybeden, her şeyini kaybeder."

Birçok yakın arkadaşım-tanıdığım çok iyi bilir ki gerçekten Türk dili ve nizamına olabildiğince itibar eden ve dili kullanırken o dilin kimyasına, kurallarına zarar vermemeye çalışan insanlardan birisiyim. Gerek yazışmalarda, gerek ders notlarında, hatta basit sohbet iletilerinde dahi dili doğru kullanmaya özen gösteririm. Dolayısıyla Türkçe konusundaki her türlü hassasiyete olumlu yaklaşırım. Gelgelelim Necat abimizin dikkat çektiği hususlarla, Türkçe'nin doğru kullanılması ya da yitirilmemesi olgularının doğru dürüst bir bağlantısı olmadığını belirtmek zorunda hissettim kendimi. Evet Necatcım, oralarda bir yerlerdeysen rica ediyorum oku bunları. Sana laflar hazırladım Necat!

Hemen birebir tenkitlerle başlıyorum işe. Ahan da Necat abi'nin söylediklerinden bir kuple:

"Selçuk, Selçuklu’dan gelir; bu vatanı, Anadolu coğrafyasını vatan yapan bir Türk devleti Selçuklu. Orası Efes değildir, Selçuk’tur. Efes turistik bir isim."

Sevgili Birinci'nin öncelikle bilmesi gerekiyor ki Selçuk Selçuklu'dan değil, Selçuklu Selçuk'tan gelir. Ekini-kökünü geçtim, yaklaşık bir saniyelik bir beyin jimnastiği sonucu onun öyle olduğunu anlarız diye düşündüm. Evet bütün bunları kendi başıma hemencik düşündüm. Her neyse, takıldığım nokta burası değil zaten...

Necat abicim bilsin, Efes ne kadar turistik bir isimse, Selçuk da o kadar turistik bir isim. Efes, Selçuk'dan yaklaşık 7000 yıl kadar önce izleri Neolitiğe giden bir yerleşim yeri. o kadar geçmişe gitmekte zorluk çeker kendisi diye İ.Ö 1700'lere çekesim var tarihi. Anadolu'da Hitit egemenliği var ve Bu kente Hititler "Apasus" diyorlar. Yunanlılar ve Romalılar "Ephesus" diyorlar. Biz Türkler de Efes diyoruz. Selçuk aynı yöredeki Selçuklu yapısı yerleşim yeri. Hemen hemen Efes'in üzerine kurulmuş bir şehir...

Anlamakta güçlük çektiğim şey şu; binlerce yıldır -günümüzde dahil- Efes diye bilinen bir yere "Orası Efes değildir, Selçuk'tur." gibi bir bakış açısıyla yaklaşmak hangi değerlere sığar? Necat abicim, Efes dediğin kelimenin özü yabancı kökenli olabilir. Ancak bu durum, söz konusu kelimenin bizim değerlerimize aykırı olduğu ya da Türkçe'yle bağdaşmadığı anlamına gelmez. Efes Uruguay'ın bir kasabası değil, Anadolu coğrafyasının bir değeri. Yani pek çok kelimeden daha "Türk". Efes Pilsen diye biramız var lan! Efes denince kimsenin aklına Nikaragua gelmiyor yahu. Rahat olun, Efes ismi Türkiye'yle yaşıyor, başka şeyle değil.

Nedense bizim muhafazakar kesimin algısı oldukça düşük olan grubunda, kendi kültürümüzü ötekileştirmek gibi bir kompleks oluşmuş. Vaktinde Sinop'a Diogenes Heykeli dikildi diye "utanç abidesi" yorumu yapanlar bile oldu. Hayır duyan da Diogenes'i Yukarı Moritanyalı falan sanacak. Anadolu'da yaşamış, bizimle aynı havayı solumuş, genlerini dahi taşıdığımız bu adamın tek suçu isminin "Süleyman" olmaması mı acaba? Cevap kesinlikle evet. Diogenes biz Anadoluların bir değeridir. Aynı Efes ve Kapadokya gibi. Dünya alem bunu böyle biliyorken, bizim zorumuz ne bu değerlerin isimlerini değiştirmeye çalışıyoruz, onları kendimizden soyutluyoruz?

Kapadokya yerine de Nevşehir diyecekmişiz bundan kelli. Kapadokya oranın en az 3000 senedir kullanılan ismi. Nevşehir de ismi 54 yıllık güzide şehirlerimizden birisi. 3000 yıllık Kapadokya'yı ne diye Nevşehir'e mahkum edeceğiz şimdi ben anlamadım? Ben onu bunu anlamam hacı. Madem buralar Türk, Peribacalarının kafataslarını ölçsünler. Baca kısımları brakisefal çıkarsa musaf çarpsın "Kültigin tepeleri" diyeceğim, bırakın Nevşehir'i.

Türkçe'yi korumaktan bahsediyor Necat arkadaş. Bu işe öncelikle, zaten bizim olan ve dilimize çoktan yerleşmiş bulunan değerleri inkar etmektense, onları sahiplenmekle başlayabilir mesela. Ulusal motifli komik bir komplekse girerek elimizde olanları "gavur dölü" olarak lanse etmek yerine, onları her zamankinden daha iyi tanıtmak ve sahiplenmek Türkçe'yi ve kültürel değerlerimizi korumak adına daha hayırlı bir iş olur. Ben de burdan herif beni görüyormuş gibi sesleniyorum. Necat sana söylüyorum, okuyan güzel insan sen anla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder