13 Ocak 2016 Çarşamba

Gündeme Dair

- "Çocuklar Öldürülmesin" demek, "Çocuklar Öldürülmesin" demektir. Bir yerde "çocuklar öldürülmesin" dendiğinde birileri bunu üstüne alıp bağırıp çağırıyorsa, fail kendini ifşa etmiş anlamına gelir. Jet hızıyla özür dilemek zorunda bırakılan Beyazıt Öztürk için iki güzel laf edildi. Bunlardan birisi daha dün Can Dündar'ın twitter hesabından geldi: "Sizce Beyaz mı daha tutsak biz mi?". İkincisi ise geçtiğimiz yüzyıl Roland Barthes tarafından zaten edilmişti: "Le fascisme, ce n'est pas s'empêcher de dire, c'est d'obliger à dire." (Faşizm konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyetidir.)

- Söz konusu akademisyenlerin bildirisi içerik olarak eleştirilebilir, hatta bana kalırsa içerik olarak zaten eksik ve tek yanlıdır. Ancak bu insanlar fikirlerini özgürce açıklayabilirler. Sizlerin kapınızın kulu yapamadığınız insanlar da olacak ve karşıt fikirler öne sürebilecekler. Buna "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti" denir ve evrensel bir haktır. Demokrasilerde böyle şeyler olağandır. Ancak demokratik tutum ve sizin gibilerin şu paragrafta bile yan yana gelmesi zorken, bunu anlamanızı beklemiyorum.


- Bugün çocukların ya da başka masum insanların çatışmalarda hayatını kaybediyor olmasının sadece iki önemli sebebi vardır: 

Birincisi şehirleri mühimmat deposuna çeviren PKK denilen örgüttür. Bu örgüt 30 yıldan beri terör eylemleri düzenleyerek siyasi çıkarlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Çıktığı yolda bu zamana kadar her yolu mübah görmüş ve sayısız can almıştır. Bundan sonra da almaya devam edecektir.

İkincisi PKK üç yıl boyunca şehirde ve kırda savaşa hazırlık yaparken, "Megri Megri" eşliğinde şimdi "vatan hainliği ve teröristlikle" suçladıkları insanlarla halay çeken Hükümettir. "PKK terörü yok olana kadar mücadele edeceğini" söyleyen bay başkan 3 sene göz göre göre bu yapılanlara ses çıkarmamış ve her seferinde olduğu gibi yine hepimizin gözünün içine bakarak yakın zamanda "kandırıldım" diyebilmiştir. Şimdi de içinde "Esedullah Tim" gibi garip unsurların olduğu bir takım yapılanmalarla kurunun yanında yaşa da kan kusturmaktadır.

- Estirilmekte olan rüzgara ve Neo-Führer'in sözlerine bakılırsa yakında gelinecek nihai nokta diktatörya öncesi son basamak olan "Ya benim tarafımdasın ya da vatan hainisin" noktasıdır. Bu nokta, Şili'den III.Reich'a kadar yaşanmış bütün deneyimlerde neredeyse aynı şekilde vuku bulmuştur.

1 yorum:

  1. Beyaz'i cok severim.
    Ama özür dilemesini hic dogru bulmadim. Ne icin özür diliyorsun? Kimden özür diliyorsun? Herkes illaki etliye sütlüye bulasmak zorunda degildir bana göre, yani siyasi görüsü hakkinda suskun kalmayi tercih edenleri de acimasizca elestirilmesini dogru bulmam genelde , ama artik su durumda cikip da biraz olsun omurgali dursaydi dedim.

    Yazdiklarina bastan sona katiliyorum. Eline ve fikirlerine saglik.

    YanıtlaSil